
“Çakıroğlu Mehmet yakın akrabası Çakıroğlu Ali Ağa’nın oğlu Mehmet Hadi pusuda
vurularak hayatını kaybedince 1967 Haziran ayında Balıkkesir Cezaevi’nden, yanında bir
arkadaşı ile birlikte firar ederler. Bir süre Akdağlarda kaçak gezerler, yatakık yapanYörük
çadırlarında gizlenirler. Yine birgün bir başka yörük çadırına misafir olurlar. Çadırda
evin erkeği yoktur. Evin kadını, kızı, gelini Çakıroğlu’nu tanıdıkları için çadıra buyur ederler.
Çakıroğlu biz subaşında oturalım der. Çadır- da sofra hazır edilince yanında birlikte Cezaevinden
kaçtıkları arkadaşı- na git hazırlanan yiyecekleri al gel demiş. Çadıra gidince evin gelinini yalnız
bulunca gelini taciz eder. O an bu olanları gelin Çakıroğluna söyleyemez, gizler. Aradan bir
süre geçtikten sonra Çakıroğlu bu çadıra tekrar uğrarlar. Bu defa Çakıroğlu yiyecek
hazırlamaları için bizat gelinden kendisi gidip söyler, fakat gelinin iki gözü iki çeşme
ağlamaklıdır. Çakıroğlu geline ‘hayırdır’ der. Gelinde Çakıoğlu’nun arkadaşının yaptığı taciz
olayını anlatır. Çakıroğlu bunu duyar duymaz çadırdan hiçbir şey almadan Cezaevinden birlikte
kaçtığı ırz düşmanına ‘haydi gidiyoruz’ der oradan ayrılırlar. Bir tenhaya geldiklerinde
yanındaki ırz düşmanını arkadaşını acımadan oracıkta vurup öldürür.”
Çakıroğlu Mehmet Akdağ yaylalarında kaçak dolaşırken ırz düşmanı olanlar fırsat bulamazdı. Çakıroğlu
yörüklerin güvencesi idi. Çakıroğlu Mehmet Akdağlarda gezerken evdeki kadınları, kızlar
emniyette olurdu.
Yerel Mahalli Sanatçımız
Halil Özdemir
Fethiye sevgim hissidir. Öğrenciliğimde Fethiyeli arkadaşlar özellikle tercihimdi. Fethiyeli çok
dostum olmuştur. Savundukları, o mertliği ifade eden BEŞKAZA’lılık ruhunu taşırlardı.
Fehmi Özsoy